18 Kasım 2013

İnsansız Hava Araçları'nın Babası

Amerikan Hava Kuvvetleri’nin en etkin İHA’larından biri olan Predetor’un tasarımcısı Abrahak Karem The Economist Dergisi'ne verdiği röportajda sözlerine “İHA’ya silah koyan kişi ben değilim” diye başlıyor. “Benim tek amacım, İHA’ların aynı pilotlu uçaklar gibi aynı emniyet standartlarında, yüksek performans sunarak uçabilmekti” diye ekliyor.

Uzun yıllar İsrail’de yaşayan Karem, 1977’de ABD’ye taşındı. Los Angeles’a yerleşti. O yıllarda Pentagon ‘Robot Uçak’ olarak adlandırılan İHA projelerini durdurma kararı almıştı. Yürütülen projelerde büyük bir başarısızlık vardı. İHA’lar ortalama sadece 20 saat uçabiliyordu. Fırlatma işlemini ise tam 30 kişi yapabiliyordu. Devraldığı proje, bugün en başarılı İHA’lardan biri olan Predetor’e giden yolu oluşturacaktı...
 
UÇAK MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ ALDI
 
Karem, 1937'de Bağdat'ta doğdu. Babası teknisyendi. 1940'ların sonunda İsrail'in kurulmasıyla göç ettiler. Küçük yaşlardan itibaren havacılığa meraklıydı. Daha orta okuldayken yaptığı uzaktan kumandalı uçak, İkinci Dünya Savaşı’nda Lanchester uçaklarında pilot olarak görev yapmış öğretmeninin dikkatini çekmişti. 
Liseden sonra onun yönlendirmesi ile İsrail Teknoloji Enstitüsü Technion’a girdi. Mezun olduktan sonra da İsrail Hava Kuvvetleri’nde çalışmaya başladı.

Uçaklarda yeni silahlar için gerekli mühendislik çalışmaları yapmak, modifikasyonları gerçekleştirmek ana göreviydi. 13 yıl boyunca Hava Kuvvetleri’nde görev yapan Karem, 16 projeyi başarıyla bitirdi.

O yılları, “Çok hızlı çalışıyorduk. Bir proje başladığında 6 ayda sonuçlandırılıyordu. Aynı süre ABD’de neredeyse 20 yılı buluyordu” diye anlatıyordu.

1973’TE İLK İHA’YI YAPTI

Askerlikten sonra ‘drone’ adı verilen pilotsuz uçak projelerine merak saldı. Belki de bu tutkusunu küçüklüğünden gelen bir fikrin hayata geçirilmesi olarak bakıyordu. Tasarladığı ilk İHA’lar 1973’te Yom Kippur Savaşı’nda kullanıldı. İsrail kuvvetleri, güçlü hava savunma sistemlerine sahip Mısır ve Suriye’ye saldırmadan önce İHA’ları gönderiyor ve keşif yapıyordu. Bazen düşman füzeleri İHA’ları görüyor ve açtıkları ateşle yerleri tespit ediliyordu. Karem ve ekibi bir ay içinde istenilen aracı tasarlayıp imal ediyor ve testlerini tamamlayıp sunuyordu. 

İsrail’deki evini küçük bir atölyeye çevirmişti. Kullandığı motorlar genellikle otomotiv sektörü tarafından tercih ediliyordu. En sevdiği de karting araçlarında kullanılan yüksek devirli motorların modifiye edilmesiydi. Gövdeyi oluşturan fiber parçalar garajında dökülüyordu. 
 
İHA’LAR UZUN SÜRE KÜÇÜMSENDİ
 
İnsanlar baktıklarında İHA’ları küçümsüyordu. “Neden büyük uçaklar yerine böyle basit uçaklar tasarlıyorsun” diye soruyorlardı.  O da bu soruları “Küçük olan, basit olan sorunsuz çalışır. Uçak büyüdükçe problemleri artar” diye cevaplıyordu.
 
ABD’ye geldiğinde kurduğu Leading Systems şirketi ile önce Aquila ve Amber İHA’ları üzerinde çalışmaya başladı. Ekipleri küçülttü. 20 saatte bir olan kazaları 650 saate çıkarttı. Onun için en önemli konu görevden çok “uçuş emniyeti” oldu. Çünkü kazalarda İHA’lar ağır kırım geçiriyor, bir daha kullanılamaz hale geliyordu. Hemen bir teknik geliştirdi. Araçlar katapultla fırlatılıyordu. Gövde üzerine konulan paraşüt ile İHA’lar emniyetle inebiliyordu.
 
Neredeyse 10 bin metreye kadar çıkartılabilen İHA’larla ilk ilgilenen Amerikan Ordusu ve Donanması oldu. Her biri 350 bin dolar olan Amber’lerden sipariş verilme aşamasına gelinmişti. Her yıl 200 adet üretim planlanıyordu.
 
BÜYÜKLERİN GÜCÜ
 
Teknik olarak beğenilen İHA, politik çekişmelerin kurbanu oldu. ABD Kongresi 1987’de aldığı karar ile İHA’larda tek bir model geliştirilmesine izin verdi. Bu tasarım adı da Pioneer’dı. Araç, alçak irtifadan kısa süreleri görevler yapabiliyordu. Amber Projesi ise iptal edilmişti. Karem’in şirketi finansman sıkıntısına girmişti. Mecburen Leading Systems o yılların havacılık devlerinden biri olan Hughes Aircraft’a satıldı. Daha sonra da şirketin kontrolü General Atomics’e geçti. 
Yeni şirket, İHA’ların önemini çok iyi anlamıştı. Ancak ABD kuvvetleri pek fazla İHA sistemleri ile ilgilenmiyordu. Karem çalışmalarını sürdürüyordu. Aynı bir uçak gibi pist kullanarak havalanan bir tasarım yapıldı. İhraç edilecek bu İHA’ya Gnat 750 adı verildi.

İLK SATIŞ TÜRKİYE’YE
 
1990’ların başında Güneydoğu’da terör ile mücadele eden Türkiye’den ilk sipariş geldi. Türkiye 6 İHA almak üzere anlaşma imzaladı. Gnat 750'ler uzun yıllar kullanıldı. Bu araçlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine giren ilk İHA'lardı. (*1)
 
Ancak dünya değişiyordu. 1993’ten itibaren karışan ve dağılan Yugoslavya için Amerikan kuvvetlerinin uzun süre havada kalabilen, keşif yapabilen İHA’lara ihtiyacı vardı. Hemen Türkiye modeli gündeme alındı.
 
O yıllarda CIA’nın patronu Jim Woolsey İHA Program Müdürü ile bir toplantı yaptı. İstediklerini gerçekleştirebilecek bir hava aracı istedi. Verilen cevap: “Böyle bir İHA’nın geliştirme maliyeti 100 milyon dolar, süresi tam 5 yıl” oldu.
 
Woolsey bu kadar beklemek istemiyordu. Yaptığı araştırmalarda bu işi başarabilecek tek insanın Abraham Karem olduğunu gördüğünde hemen atlayıp Los Angeles’a uçtu. Onu evinde kabul eden Karem “Bütçeniz ve süreniz nedir” sorusuna “5 milyon dolara 3 ayda istediğinizi yaparam” cevabını verdi.
 
3 AYDA 5 MİLYON DOLARA YAPARIM DEDİ
 
Hemen sözleşme imzalandı. 3 ay sonra ilk Gnat 750 Bosna semaları üzerinde uçarken çektiği görüntüleri bölgedeki diğer uçaklar ve uydular üzerinden Pentagon’a aktarıyordu. Amerikalılar şaşkınlık içinde görüntüleri izliyordu. 
 
Temmuz 1994’te General Atomics ile bir anlaşma yapıldı. Gnat 750’nin geliştirilecek ve ortaya bugün kullanılan Predetor’un atası çıkacaktı. Çalışmalar hemen başladı. Özel keşif cihazları, kızıl ötesi kameralar ve bir çok sisteme sahip İHA, 2001’den itibaren de silah taşımaya başladı. Artık pilotsuz uçaklarda yeni bir sayfa açılıyordu.
 
6 BİNDEN FAZLA İHA VAR
 
Bugün Amerikan kuvvetlerinde 6 binden fazla İHA bulunuyor. Ana iskeleti Predetor oluşturuyor. Uçaklar Afganistan, Irak, Yemen, Somali ve Libya üzerinde kullanılıyor. Milyonlarca saat uçuşu geride bırakan Predetorların sayısı önümüzdeki yıllarda daha da artırılacak. Pentagon, önümüzdeki 10 yıl içinde İHA sayısını 8 bine çıkartacak ve tam 37 milyar dolar harcayacak.
 
Predetor’un imalat aşamasına kadar General Atomics ile çalışan Karem, daha sonra şirketten ayrıldı. Bir başka İHA olan Reaper Projesi’nde görev yapmaya başladı. 
 
İHA SİLAHLI OLMAMALI
 
Karem için aslında İHA’ların silah taşımasına gerek yok. Yapılacak keşif, alınacak istihbarat Karem için çok daha önemli. Ama sonuçta müşterinin istekleri de önem taşıyor.
 
Predetor’un ardından Karem yine boş durmadı. Kurduğu Frontiers Systems ile İHA’lar üzerinde çalışmaya devam etti. Pilotsuz helikopterler yani döner kanatlı insansız hava araçları konusunda tasarımlar yaptı. Geliştirdiği A160 modeli, ana rotorunu farklı kullanarak hem sessiz hem de ciddi yakıt tasarrufu sağlayarak uçabiliyordu. Bu sayede taşıdığı yük de arttırılmıştı. Frontiers Systems, 2004’te Boeing tarafından satın aldı

The Economist

(*1) Türkiye İHA'ların önemini erken tespit etmişti. O yıllarda Türk Havacılık Sanayii TAI'ye yerli bir İHA geliştirilmesi için talimat verilmişti. Prototipler yapıldı. Ama projenin sonu yönetim değişikliği nedeniyle getirilemedi. 1990'ların ortalarındaki çalışmalar devam etseydi, muhtemel ANKA projesi en az 10 yıl önce hayata geçebilirdi. 

 Tolga ÖZBEK


kaynak: kokpit.aero

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder