8 Şubat 2011

İlk İş Görüşmesi...

•   Analiz yapmadan iş görüşmesine gitme.
      o   Şirketi iyi araştırın, bir rapor yazın ve yanızında götürün.
      o   Şirketin sizin ilgi alanınıza giren departmanının artılarını eksilerini ve o tarafa yapabileceğiniz katkıları yazın.
      o   Sizin açınızdan bir rakip analizi, üçüncü bir göz olarak rakiplerin ve şirketin durumunu yazın.
      o   Bu rapor şansını %50 arttıracak! İyi araştıran ve işine (daha başlamadan) bu kadar hakim birini kimse kaçırmak istemez.
      o   Ama bu raporu sunarken sırıtmak da yok  “Bakın ben n’aptım, hehe kimse böyle bir rapor getirmedi değil mi?” gülüşü yok, sanki o rapor asli işinizmiş gibi bir ciddiyetle sunun.
•   Diri ve capcanlı görün.
      o   Kendinden emin, temiz, şık ve pozitif enerji veren bir duruşunuz olmalı. “Bu çocuk/kız şirketin enerjisini yükseltir, sırf şu pozitif duruşu için bile işe alınabilir” izlenimi verin.
•   Rakiplerini iyi tanı.
      o   O işe kimler başvurmuştur? Sizin o rakiplerden farklarınız nelerdir? Onlardan farklarını doğru konumlandırırsanız (ama rakipleri kötülemeden, “ben onlardan iyiyim, onlar daha dünkü çocuk” gibi ukala bir tavır uyandırmadan) sizi işe alacak olan kişinin karar sürecine yardımcı olursunuz.
•   En büyük kozun enerjin
      o   Bunu sözle söylemeyin ama karşınızdaki kişi  sizin diğer alternatiflerden farklı olduğunuzu ve aslında üniversiteden yeni mezun olmuş olmanın bir dezavantaj içerse de açığa çıkan enerjiniz düşünülürse avantaj da olabileceğinizi hissettirin. Hissettiremiyorsanız ima edin 
•   Okulu ön plana çıkartma!
      o   Bunu benden duymanızı istemezdim ama okula maalesef iş hayatındaki insanlar pek bakmıyor, hangi okulu bitirdiğinizi çok da takmıyor! (Harvard’lı iseniz durum değişir ama öyle olsaydınız bu yazıyı okuyor olmazdınız  ) Okulu ön plana çıkartmanız sizin gerçek hayattan bihaber olduğun izlenimi verebilir. Okulunu bölümünü söyleyin ama üzerinde çok durmayın (Zaten Türkiye’de eğitim sisteminin durumu ortada, üzerinde çok durursanız çökebilir!)
•   Maaş talebi (Dikkat: Tuzak soru)
      o   Bazıları bu maddeden dolayı kızabilir ama ilk işe girerken sorulacak “Maaş talebiniz?” sorusuna sırf arkadaşlarınızın büyük şirketlere girişte aldıkları yüksek maaşlardan dolayı yüksek bir rakam söylerseniz uzun süre iş arayabilirsiniz. Bence o şirket gerçekten çalışmak istediğin şirketse standart bir maaşla başlayıp zamanla vazgeçilmez olur, ondan sonra da yüksek maaşlar alabilirsin. Bu tuzak soruya “Birinci önceliğim maaştan önce bu şirkette kalıcı olmak, maaş konusunda anlaşabileceğimizi düşünüyorum, siz ne kadar düşünüyordunuz?” gibi duygusal bir cevap verirseniz etkileyici olabilir. (Ama “Peki 300 Liraya başlayın derlerse kabul etmeyin elbette, sorumluluk kabul etmem  )
•   Birinci öncelik değil tek öncelik!
      o   Mutlaka ki bir aileniz, kız arkadaşınız, tuttuğunuz takım gibi öncelikleriniz var, hobileriniz var. Ama ilk işinize başlarken aklınızdaki her şeyi silin. Yepyeni bir iş hayatına atılırken karşınızdaki kişi, müstakbel işinizin hayatınızdaki 3. ya da 5. önceliğe sahip olduğu hissine sahip olmak istemez. Bu şansınızı azaltır. Akıllıca davranın, işin sizin için birinci önceliğe sahip olduğunu hissettirin. (Tabii gerçekten öyle olmasını sağlayın önce 
•   İstediğini hissettir!
      o   “Bu işi istiyorum!”u beden dilinizle, imalarınızla, mimiklerinizle, hazırlığınızla ve inceden sözlerinizle hissettirin. Hiçbir karar verici böyle bir izlenim veren birine kolay kolay “Hayır!” diyemez.
•   “Seni neden alalım” sorusunun cevabı cebinde olsun.
     o   Bu soru önemli! Bir çok İK’cı ya sorar ya da sormadan cevabını arar. Bu sorunun cevabı sizde. Görüşmeye gitmeden önce bu soruyu kendinize yanıtlayın, sonra da karşınızdaki kişiye.
•   Kendinden başka kimseye, hiçbir şeye güvenme.
      o   Tanıdıklar, eş dost sadece o randevuyu almanıza yardımcı olsun, işe girmenizi onlar sağlarsa ne o işten fayda elde edebilirsiniz ne de iş arkadaşlarınız size iyi gözle bakar. Siz de zaten hak etmediğiniz bir işte olduğunuzu bildiğiniz için rahat edemeyeceksiniz. O yüzden sadece kafanızdakilere güvenin.
•   İyi düzenlenmiş, temiz bir CV, olmazsa olmaz!
      o   CV’nin içeriğine değinmiyorum bile, neler olduğundan çok onları nasıl sunduğunuz önemli. Ama temiz, şık ve düzgün olmalı.
•   Referansların “Reel” olsun.
      o   Hocalarınızı referanslara yazmayın. İş hayatında, akademik ünvanların referansı pek de geçerli değildir. İş hayatı, akademisyenlerin iyi elemandan anlamadığını düşünüyor. (Hocalar bana kızmasın lütfen). Referanslarınızı çok dikkatli seçin. İlk bakışta güven versin.
•   Yol haritan cebinde mi?
      o   Gelecekte nerelerde olacağınıza dair, neler öğreneceğinize ya da hangi istikamete gideceğinize dair bir yol haritası size “kendini bilen, ne yaptığını ya da ne yapacağını bilen insan” izlenimi verir. (İzlenimden öte böyle biri olmak önemli elbette)
•   Şirketler uzun vadeli elemanlar ister, uzun vadede o şirketin bir parçası olabilir misin?
      o   Karşınızdaki kişinin görmek isteyeceği en son izlenim o şirketi bir basamak olarak gördüğünüzdür. Uzun vadede o şirketin bir parçası olabilir misin? Bu soruya cevap istiyor karşınızdaki kişi.
•   Diploman kadar mısın?
      o   Diploman kadar iseniz aynı okuldan mezun olan arkadaşınız sayısınca rakibiniz var demektir. Diplomaya kendinizden neler kattınız, diploma dışında kendinize neler kattınız, bunları vurgulayın.
•   Şirketin patronu gibi git!
      o   O şirketi önemsediğinizi hatta platonik! olarak sevdiğinizi hissettirin. (Başa dönersek hatırlarsınız, zaten sevmiyorsanız o şirkete gitmemiş olmanız gerekir) O şirketi düşündüğünüzü hissettirin. Hatta çayınıza tek şeker atıyorsanız, çaycı teyzeye diğer şekeri uzatın, “ziyan olmasın” da dediniz mi, işlem tamam!)
•   Gizem uyandır!  
      o   Sizi beş dakikada çözemesin karşınızdaki. Sığ değil derinlikli olduğunuzu fark ettirin. Akılda kalıcı olmalısınız, unutmayın. Sıradan olmayın, heyecanınızla heyecanlandırın ama “cool” duruşunuzla da merak uyandırın. (Cool için özür diliyorum, Türkçe karşılığını bulamadım)
•   Şirketin yüzü ol
      o   Sokakta, evde, arkadaşlarınız arasında o şirketi temsil edebilecek misiniz? O şirketin adeta yüzü olabilecek misiniz? O şirkete yakışacak mısınız? O şirket size yakışıyor mu? Birbirinize yakışıyor musunuz ?  Cevap “Evet” ise bunu karşınızdaki kişiye hissettirin.
•   İnsan ilişkilerinin ve iletişiminin bir demosunu yap
      o   Hangi departmanda çalışıyor olursanız olun insan ilişkileriniz çok iyi olmalı, görüşmede heyecanlı olabilirsiniz ama unutmayın, kimse sizin “normalde harika bir iletişimci olduğunuzu ama o an heyecanlandığınız için donuk olduğunuzu” düşünmez. Çayı getiren kişiyle, sekreterle ve diğer personelle bile iyi bir göz teması ve iletişim kurun.
•   Büyümüş de küçülmüş!
      o   Rekabete bir başka bakış açısı da bu. Yaşınızdan büyük olmalısınız o genç yaşta iyi bir şirkete girebilmeniz için. Olmanız gerekenden fazlası olmalısınız. Aksi takdirde işiniz zor.

alıntıdır..  ömer ekinci

1 yorum:

  1. Güzel bir yazı, biz yeni başlayanlar için ıldukça yararlı. Keyifler okudum : ) teşekkürler, saygılar

    YanıtlaSil